Gülümseyince Aynıyız

 

Projeyi tanıtmandan önce gelin gülümsemek nedir bir bakalım : )

– Tebessüm ya da gülümsemenin tanımı: Fizyolojide özellikle ağzın iki kenarındaki ve gözlerin çevresindeki kasların hareketiyle oluşan bir yüz ifadesidir. … teslim olma işareti olup gülümsemek sadece yüz ifadesini değiştirmez, beynin fizik ve duygusal acısını azaltan endorfinler üretmesine neden olur ve böylece mutluluk hissiverir.

– Gülümseme dünya ile kurulan bir iletişimdir. Neredeyse tüm toplumlarda ortak bir iletişim ifadesidir. Gülümsemek tüm kültürlerde kendini gösteren evrensel bir iletişim işaretidir. Kültürler, insanlar arasındaki en belirgin benzerliğimizdir gülümsemek. Bu benzerlik aynı zamanda farklılıklarımızdaki zenginliğimizi keşfetmeninde en güzel yoludur.

Projeyi sevgili dostum Tuba Aynur’la beraber yürüttük, kendisiyle çalışmak benim için çok güzel bir deneyim oldu ve katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum.

‘Gülümseyince Aynıyız’ konseptiyle 300’den fazla insanın fotoğraflarını çekip zor ve sıkı bir elemeden sonra 70 Balat sakininin portrelerini Balat sokaklarında kocaman afişlerle sergiledik.

Projenin amacı bir süredir Türkiye’de ve Dünya’da güdülen ayrımcı politikalar; insanların dinlerine, etnik kökenlerine ve hatta cinsiyetlerine göre ayrıştırılma çalışılmalarına bir tepki oluşturmaktı.

 

Gülümseme tüm insanların ortak bir iletişim ifadesi olarak temel bir benzerliğimizdir.

Benzerliklerimizin farkında olmak bizi yalnızlığımızdan kurtarır. Benzerliklerimizin farkında olan kişi artık farklılıklardan korkmaz. Farklılıklarımızın zenginliğimiz olduğunu anlar. Zaten faşizm bu benzerlik ilişkisini kuramadan farklılıklara odaklanan, farklılıklardan korkan sağlıksız bir ideolojidir.

Proje için Balat’ın seçilmesinin nedeni ise İstanbul’un en eski ve dokusunu korumayı başarmış semtlerinden biri olmasıdır.

Semtte Müslüman, Hristiyan, Yahudi, muhafazakâr, liberal, Arnavut, Kürt, Türk, İspanyol gibi pek çok farklı din, etnik köken ve farklı politik görüşlere sahip insanlar yüzyıllardır barış içinde yaşamış ve yaşamaktadır.

Tuba ve Tolga gülümseyen Balatlıları çektiler. Sergi günü baskıları, kova ve fırçalarımızı aldık, daha önce tespit ettiğimiz duvarları bulup, tutkalı fırçalarımızla afişlere sürüp astık.

‘Gülümseyince Aynıyız’ projesini 2014’te gerçekleştirdik. Global bir proje olan ‘inside out’ projesinin bir ayağı idi, ama dediğim gibi konu seçimi ve fikri tamamen bize aitti. ‘Gülümseyince Aynıyız’ yurtdışında çok konuşuldu (hatta Ingilizce ismi ‘smile’ gülümsemek ve ‘similarity’ yani benzerlik kelimelerinin birleşimi olan ‘smilarity’ kelimesi ile duyurduk) , yerel basında da ses getirdi.

Fakat üç beş kişi bu serginin açılış gününün akşamında afişleri söküp yırttılar ve ne yazık ki daha sonra gelen izleyiciler pek bir şey göremedi : (

Bu proje hedefine ne yazık ki ulaşmadı, daha fazlasını hak ediyor. ‘Gülümseyince Aynıyız’ı bu sefer farklılıklarımızdaki zenginliği bu pandemi döneminde maskenin arkasına gizlenmiş o güzel gülümsemelerimizi ortaya koymayı amaçlayarak hayata geçirmeyi düşünüyorum.

Fark ettiniz mi bilmem, bu süreçteki kısıtlamalardan dolayı sosyalleşmemiz azaldıkça gülümsememiz de azalmadı mı? Kendimden ve çevremden gözlemlediğim kadarı benim azaldı. Geçmiş bayramda daha önce aramadığım akrabalarımı, arkadaşlarımı hatta küçüklerimi aradım. Küskün olduğum insanları aradım ve o bağları tekrar kurduk.

Aklıma yeni gelen ve gelir gelmez bloga yazmaya karar verdiğim bu pişmemiş projeyi hala nasıl geliştirmeliyim, nasıl bir yol haritası izleyim inanın bilmiyorum, düşünüyorum, bu sebeple senin fikrini almak isterim?

Gülümseyin : )

 

 

 

 

 

 

 

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin